ŞARKI DİNLEMENİN HAYATIMIZA KATKILARI

ŞARKI DİNLEMENİN HAYATIMIZA KATKILARI

Şarkı dinlemenin hayatımıza katkıları oldukça fazladır.hem psikolojik hem de sosyal açıdan birçok önemli yeri vardır.

Şarkıların hayatımıza katkıları ve etkileri oldukça geniştir psikolojik katkıları stres ve kaygıyı azaltır, müzik dinlemek beynin rahatlama hormonları olan dopamin ve serotonin salgılamasını arttırır. Bu da kişinin gevşemesini ve stresini azaltmasına yardımcı olur. Ruh halini iletiştirir neşeli bir şarkı enerjinizi arttırır hüzünlü bir şarkı duygularımızı anlamlandırmaya yardımcı olur. Konsantrasyonu arttırır özellikle sözsüz ya da hafif tempolu müzikler, duygularımızı düzenler. Yaratıcılığı besler farklı türde müzikler hayal gücünü harekete geçirir, yazı yazma, resim yapma gib yaratıcı süreçleri olumlu etkiler. Uyku kalitesini arttırır yavaş tempolu müzikler uykuya geçişi kolaylaştırır zihjni sakinleştirir derin uykuya girmeye yardımcı olur. Aynı zamanda ağrı hissini azaltır araştırmalara göre motivasyonu arttırır spor yaparken ya da bir işe başlamakta zorlanırlar müzik enerji vererek motivasyonu yükseltir.

Müzik Terapisi

Ruh sağlığı ve müzik arasındaki ilişki cesaret vericidir. Müziğin sağlığımız üzerindeki etkileri kalp atış hızları, motor becerileri, beyin uyarımı, bağışıklık sistemi güçlendirme. Müzik terapisi ise şöyledir. Müziğin insanların psikolojik, fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını desteklemek için kullanılmasına denir.Bu terapi yöntemi, onaylanmış bir programı almaya hak kazanmış alanında uzman kişiler tarafından uygulanıyor. Bu uzmanlar “müzik terapisti” olarak adlandırılıyor. 

Müzikle terapinin ortaya çıkışı I. ve II. Dünya Savaşı zamanlarına dayanıyor. Savaş gazilerini gazilerin müziğe hem fiziksel hem de psikolojik olarak olumlu yanıt verdiklerini görüyor. Bunun üzerine, profesyonel bir şekilde hastanelerde çalışmaya başlıyorlar.

Öte yandan, bu terapi türü, bebeklerden yaşlılara herkese iyi gelebiliyor. Çünkü müzik, insanların dünyayla bağ kurmalarını ve kendilerini daha iyi bir şekilde ifade etmelerini sağlıyor.

Bu terapi türünün dört ana yöntemi bulunuyor: reseptif, yeniden yaratma, doğaçlama ve besteleme. Haydi bu türlerin neler olduğuna beraber göz atalım

Resaptif Yöntem

Reseptif veya alıcı diye adlandırabileceğimiz bu yöntemde danışan pasif bir dinleyici konumunda bulunuyor. Danışan sadece sessizce oturarak çalan müziği dans hareketleriyle veya sanatın bir başka türüyle de ifade etmeyi tercih edebiliyor.

Bu yöntem uzmanlar tarafından; danışanların rahatlamasını sağlamak, hafızalarını canlandırmak veya işitsel duyularını geliştirmek amacıyla kullanılabiliyor. 

  • Yeniden Yaratma Yöntemi 

Bu yöntemde danışan terapistle beraber seçtiği bir şarkıya sesiyle veya bir müzik aletiyle eşlik ediyor. Bu şarkı, danışanın bildiği bir şarkı olabileceği gibi ilk defa duyduğu bir şarkı da olabiliyor. Şarkıya eşlik ederek yeniden yaratma yöntemi, danışan için oldukça eğlenceli olabildiği gibi danışanı aktif katılıma da teşvik edebiliyor.

Yeniden yaratma yöntemi, bir müzik aletinin kullanılması ile uygulandığı için ince ve kaba motor becerilerinin güçlenmesini sağlayabiliyor. Böylece, danışanın beden farkındalığını da artırabiliyor. Bunun yanı sıra, müzikle ifade etmeyi deneyimlediği için sosyal becerileri de kuvvetleniyor. 

  • Doğaçlama Yöntemi

Doğaçlama yöntemi; ayaklarla ritim tutarak spontane bir şekilde müzik yapımını içeriyor. Peki doğaçlama yöntemi ne gibi faydalar sağlıyor?

Bu yöntemde danışan kendi tercihlerine yönelik özgür seçimler yapması konusunda cesaretlendiriliyor. Bu sırada danışana kendini serbestçe ifade etmesi imkanı da sağlanarak iletişim becerileri destekleniyor.

  • Besteleme Yöntemi

Besteleme yöntemiyle, danışan var olan bir müzik kalıbına bağlı kalmadan kendini müziğini yaratıyor. Doğaçlama yönteminden farklı olarak danışan, terapistin desteği sayesinde daha planlı bir şekilde ilerliyor. Ortaya çıkan parça bu parçayı istediği kişilerin önünde canlı bir şekilde icra edebiliyor.

Besteleme yöntemi, danışanların yaratıcılığını ve öz güvenini güçlendirmenin keyifli bir yolu olabiliyor. Bunun dışında, danışana duygularını ifade edebilmesi için alternatif bir yol sunuyor. Örneğin, yas sürecinde olan bir danışan besteleme yöntemiyle yaşadığı acıyı, hüznü, hayal kırıklığını, suçluluğu kendince dışa vurabiliyor.

Tags

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

About Author

Alex Lorel

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua veniam.

Latest Posts

Categories